
Son günlerin en önemli tartışma konularından biri su. Zaman zaman bazı şehirlerde barajlardaki doluluk oranı mevsim normallerinin çok altında kalıyor. Bazı bölgelerde kuraklık nedeniyle tarımsal ürünlerde rekolte kayıpları yaşanıyor. Son 40 yılda Van Gölü’nün 3,5 katı büyüklüğünde sulak alanı kaybettik. Son 20 yılda kişi başına düşen su miktarı 4000 metreküpten 1430 metreküpe düştü. Türkiye su fakiri bir ülke olma yolunda hızla ilerliyor. Üstelik sorun yalnızca ülkemize ait değil. Birleşmiş Milletler Su Raporu’na göre 2050’li yıllarda 48 ila 60 ülkede, 2 ila 7 milyar insan susuzluktan etkilenecek.
Türkiye’nin brüt yerüstü suyu potansiyeli 193 milyar metreküp. Devlet Su İşleri’nin hesaplarına göre günümüz teknikleriyle erişilebilecek toplam su potansiyeli ise yılda 112 milyar metreküp. Günümüzde kullanılan suyun önemli bir kısmı birçok akarsuyun barajlarda toplanması, sulak alanların kurutulması vb. büyük projelerle kurulan su sistemleri yoluyla elde edilip ulaştırılıyor. Bu projeler susuzluk sorununu kısa vadede çözmekte başarılı oluyor, ancak uzun vadede birçok ekolojik soruna yol açıyor. Bu sorunlar da susuzluğun daha da artmasına neden oluyor.